Ünlü mimarlardan Ünlü Restaurantlar

Her gün dergi kapaklarında ya da internette projelerinin görsellerine rastladığımız ünlü mimarlar aynı zamanda gastronomiyi de bir oyun alanına dönüştürebiliyor. İşte ünlü mimarların tasarladığı restaurantlar...
 

Tadao Ando - Morimoto, New York

2006 yılında New York 'debut'sünü yapmaya hazırlanan Şef Masharu Morimoto, yeni mekanının mimarının Tadao Ando olmasına karar verdi. Mekanın girişinde bulunan dayanıklı çelik cephe, şimdiye kadar yapılmış en geniş Japon perdesinin süslediği kemerle işaret ediliyor. İç mekanda ise giriş katında 160 kişilik oturmalı yemek yeri dışında, bir asma kat ile düzenlenen ikinci kat bulunuyor. Bu ikinci katta ise 40 kişiye hizmet veren bir lounge yer alıyor. Anda, masalar arasına yerleştirdiği cam ve pirinç kağıdından yapılmış ayırıcı duvarlar ve Uzakdoğu bahçelerinden esinlenilmiş izlenimi veren tavan süslemesi ile mekanda Zen sükuneti yaratmaya çalışmış. Farklı malzemeler ve büyüklüklerdeki duvarlar, üst kattan başlayarak giriş katına doğru uzanan bir devamlılık yaratıyor. Ando'nun yarattığı Morimoto, James Beard Vakfı tarafından her yıl dağıtılan tasarım ödüllerinde üst üste 3 yıl 'New York'un Öne Çıkan Restaurant Tasarımı' kategorisinde ödül alarak, farkını ortaya koyuyor. 
 

Philippe Starck - Le Lan, Pekin 

Philippe Starck'ın Pekin'de hayata geçirdiği restaurant, Jianguowenmai Meydanı'nda yürütülen ikiz kule projesine eklemleniyor. Le Lan isimli restaurant, bir tür Gotik temasını takip ediyor. Çin'li restaurantlar zinciri LAN'ın 21'inci şubesi olan Le Lan, sadece Starck tasarımı olmasıyla değil, aynı zamanda hizmet verdiği Moğol, Çin ve Japon mutfakları aralığında da butik anlayışıyla diğerlerinden ayrılıyor. 6 bin metrekarelik alana sahip olan Le Lan restaurant, bar ve gece kulübü, tek serviste bin kişi ağırlayabiliyor. Starck, Le Lan'daki konseptini kısaca "vizyon, aşk, gerçek-üstücülük, şiir ve sürpriz" olarak tanımlıyor. Mekan, brüt beton bir yer döşemesine sahip. Açıkta bırakılan havalandırma tesisatının arkasında, tavan kaplaması olarak seçilmiş olan farklı desen ve renkteki duvar kağıtları görülebiliyor. Koyu ahşap malzemelerin hakim olduğu mekanda, 'ambient' LED'ler ile yumuşak bir aydınlatma kullanılmış. Starck, Le Lan'ın tasarımı için dile getirilen şu sıfatların gerçekten hakkını veriyor: büyük, müsrif, abartılı ve pohpohlanmış. ‘Absürdün müzesi' olarak görülen Le Lan, ülkemizde de örneklerini bulabileceğimiz ‘rüküş şıklık' furyasının öncülerinden olma özelliği taşıyor.
 

Zara Hadid - Moonsoon - Sapporo

Japonya Sapporo'da konumlanan Moonsoon Restaurant, Hadid'in en güzel projelerinden birisi olması dışında, dünyaca ünlü mimarın tek gastronomi odaklı projesi olma özelliği taşıyor.Kita Club isimli bir gece kulübünün ilk iki katını kapsayan Moonsoon Restaurant için Zara Hadid, iki farklı okumaya imkan tanıtan bir konsept geliştirmiş. Bunlardan birincisi, insan ruhunun iki zır halini, sıcak ve soğuğu, ateş ve buzu temsil etmek olarak nitelendirilebilir. Restauranın ilk katında keskin hatlar ve soğuk mavi tonlar hakimken, ikinci katta yumuşak ve sıcak bir atmosfer oluşturulmuş. Hadid'in referanslarından biri olarak, Sapporo'nun soğuk kış aylarında açık havada yapılan buz heykelleri ile tanınması gösterilebilir. Ateş temasında ise iç mekanlarda yakılan şöminelerden ilham alınmış. Bilindik kurallardan kaçan Hadid'in, zıtlıklar ve onların belli kavramlar üzerinden yansımalarını ve çeşitlenmelerini benimsediği söylenebilir. Bazı eleştirmenlerin fazla barok olarak nitelendirdikleri mekan, akıl karıştıran bir tasarıma sahip.