Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan yeniden yatay mimari vurgusu

Cumhurbaşkanı Recey Tayyip Erdoğan, yatay mimarinin önemine bir kez daha işaret etti. Dünya Şehircilik Günü Toplantısı'nda söz alan Erdoğan, İstanbul'u kendi kimliğimizle geliştirdiklerini belirterek, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'a seslendi. Partinin şehircilik anlayışının önemini vurgulayan Erdoğan: "Murat, buna dikkat et. Biz kendi arkadaşlarımıza söylüyoruz. Diyoruz ki dikey mimari yok. Yatay mimari. Önce mescit sonra sosyal donatı alanları onun ardından da çevrecilik yeşillendirme ve ardından oralara inşalara devam edeceğiz." ifadelerini kullandı. 

Özhaseki'den silüet vurgusu

AK Parti'nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Çevre ve Şehircilik Eski Bakanı Mehmet Özhaseki, İstanbul'un silüet tartışmasının merkez noktalarından biri olan Bakırköy'e ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Akşam'dan Pınar Işık Ardor'un sorularını yanıtlayan Özhaseki: "Bakırköy tarafındaki yüksek katlıları kim yaptı, çıkardım..." dedi. 

Yerel yönetimler istediği yere istediği kadar yükseklik veriyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yatay mimari ve düşük katlı yapı konseptine her fırsatta dikkat çektiğini ve bu ayıralıra karşın yerel yönetimlerin kendi içinde plan yapma yetkisinin bulunduğunu vurgulayan Özhaseki: "Belediye Başkanı serbest hareket ediyor. İstediği yere istediği kadar yüksek kat veriyor. Böyle olunca ortaya bir şey çıkıyor." dedi. 

Haliç'teki silüet tartışmasının ayrıntıları için 'Haliç Silüet Tartışmasında Geri Adım' konulu haberimizi inceleyebilirsiniz.

Bakırköy'ün yüksek katlılarını kim yaptı?

Bakırköy bölgesindeki yüksek katlı yapıları kimin yaptığını analiz ettiğini söyleyen Özhaseki: "Özelleştirme İdaresi ve Turizm Kültür Bakanlığı... Hangi tarihte yapıldığı belirsiz bir kısım yapılar var. Bir çok yerde de belediyelerin verdiği yüksek katlılar var. Cumhurbaşkanı ne yapsın, durmadan uyarıyor. İşin içinde tek bir kurum yok. Farklı kurumların eliyle oldu bunlar. TOBB'nin ve Emlak Konut'un yeri var bir sürü zaten." dedi. 

Bundan sonra 5 katlı mahalleye gökdelen yok

Mehmet Özhaseki, 1000 haneli bir mahallede 5 kat yüksekliğinin bulunduğu bir noktada 25 katlı bir yapılaşmanın nasıl engelleneceğini de sorarak? "Dedikoduyu nasıl önleyeceksiniz? Bunu yasaklamak lazım. Mahalle bazlı ya da ada bazlı dönüşüm şart. Temel prensibimiz bu olsun dedik, Cumhurbaşkanımıza..." ifadelerini kullandı. Kentsel dönüşüme giden vatandaşın evini burada yıkıp, yeni evini 8 kilometre ötede vermenin sakıncalarına da değinen Özhaseki: "Yerinden verilmeli. Mahalle kültürü, bizim de özlem duyduğumuz yapının oluşmasını sağlamalı." şeklinde konuştu. 

Silüet tartışmasını yaratan projede karar çıktı

İstanbul'un tarihi silüetine zarar veren yapılaşmalar tartışmasının miladını oluşturan Zeytinburnu'ndaki OnaltıDokuz projesine ilişkin olarak mahkeme kararını verdi. İstanbul 4. İdare Mahkemesi'nce görülmekte olan davanın 3 Ocak 2018 tarihli son gününde mahkeme heyeti, Zeytinburnu Belediyesi tarafından verilen yapı ruhsatı ve imar planının kesin ve nihai olarak geçerli olduğuna karar verdi. 

Astay Gayrimenkul'dan kamuoyuna açıklama

Konuyla ilgili olarak Astay Gayrimenkul imzasıyla gerçekleştirilen kamuoyu açıklamasında OnaltıDokuz İstanbul projesinin imar planları ve yapı ruhsatlarının iptalinin yanı sıra projenin bir kısmının kamulaştırılmasına konu olan davanın 3 Ocak 2018 tarihinde sonuçlandığı belirtildi. İstanbul büyükşehi Belediyesi ve Zeytinburnu Belediyesi'nin muhataplar arasıda yer aldığı davada, bu beledeyeler aleyhine açılan ve 2001 yılından bugüne devam eden adli sürecin nihayetlendiği bilginin verildiği açıklamada: "Adli süreç sonunda, İstanbul 4. İdare Mahkemesi; mevzuat, tasdikli planlar ve tasdikli avan proje onayı çerçevesinde, Aralık 2009 tarihinde Zeytinburnu Belediyesi tarafından verilen yapı ruhsatının ve imar planının kesin ve nihai olarak geçerli olduğuna karar vermiştir..." ifadelerine yer verildi.

Üsküdar Meydanı'nda silüet tartışması... Ayrıntılar için Üsküdar Silüet Tartışması konulu haberimizi inceleyebilirsiniz

Davada FETÖ parmağı

Astay Gayrimenkul tarafından yapılan açıklamanın en ilgi çekici boyutu ise OnaltıDokuz projesinin dava edilmesi sürecinde 15 Temmuz Darbe Girişimi'ni de üstlenen hain şebekenin parmağının bulunduğu yönündeki ifadeler oldu. Açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti ve Büyük Türk Milleti'nin birlik ve bütünlüğünü hedef alan ihanet şebekesinin Türk yargısını asla ele geçiremeyeceğinin bir kez daha ortaya koyulmuş olduğuna dikkat çeilerek: "Konuyla ilgili adli sürecin başladığı ilk günden bu yana, hukuka olan saygımız ve adaletin er ya da geç tecelli edeceğine yönelik inancımızla; mahkeme kararlarını etkileyebilecek tutum ve söylemlerden uzak durduk. İhanet şebekesi tarafından hayata geçirilen tüm oyun ve kumpaslara; söz konusu örgütün piyonları tarafından atılan her türlü iftira ve yalana rağmen, bağımsız Türk yargısına olan güvenimizi bir gün dahi kaybetmedik..." denildi. 

 Proje aleyhine karar verenler meslekten atıldı

FETÖ'nün 15 Temmuz 2016 tarihli hain darbe girişim sonrasında İstanbul İdare Mahkemesi tarafından verilen iptal kararında imzası bulunan 2 kişinin meslekten atıldığı, benzer bir biçimde Danıştay'ın ilgili dairesince alınan onama kararında da imzası bulunan 2 kişinin de FETÖ üyeliği sebebiyle meslekten ihraç edildiği bilgisinin paylaşıldığı açıklamada ayrıca olumsuz görüş veren 5 bilirkişiden dördünün mahkemeyi yanıltma suçundan, temyiz sürecini yürüten Danıştay Mahkemesi hakimlerinin ise tamamının tutuklandığı belirtildi. Astay Gayrimenkul tarafından yayınlanan açıklamada:  "Sonuç olarak; söz konusu davalarda karar alan ve imzaları bulunan İdare Mahkemesi görevlisi 4 hakim ve savcı, FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu olarak yargılanmaktadır. OnaltıDokuz İstanbul’a karşı yürütülen operasyonun basın ayağında ise; söz konusu kumpası bilinçli ve kasıtlı bir çarpıtmayla sayfalarına taşıyan bazı gazeteler FETÖ’nün yayın organı olarak kabul edilmiş, yayın hayatlarına son verilerek kapatılmıştır. Aynı şekilde, konuyu gündeme taşıyan yayınların yönetici ve yazarlarından bazıları, ihanet şebekesine yönelik yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanmış; bazıları ise haklarında çıkan yakalama kararları sonrasında firar etmişlerdir." denildi. 

Hedef firma ve proje değil, Türkiye gayrimenkul sektörüdür

Yayınlanan açıklamada söz konusu hukuki sürecin yalnızca OnaltıDokuz İstanbul projesini değil, aynı zamanda sahil hattındaki tüm projeleri hedef aldığına da dikkat çekilerek: "Sadece Onaltıdokuz İstanbul projesi değil, ekonominin en önemli sektörlerinden biri olan gayrimenkul sektörüne darbe vurmak üzere kurulmuş bir kumpastır." denildi. 

Firma Bilgisi: Astay Gayrimenkul
Proje Bilgisi: Onaltıdokuz İstanbul